30 Ekim 2010 Cumartesi

Türkiye'nin Uyuşturucu İle Mücadelesi

1. Ülkemizin uyuşturucu ile mücadelede genel yaklaşımı:

Uyuşturucu kaçakçılığı, ülke sınırlarını aşarak bölgesel ve uluslararası bir suç türü haline dönüşmüştür. Bağımlı sayısında dünya çapında artış olması, uyuşturucu kaçakçılığındaki yüksek kâr payı, terörist faaliyetler, dünyadaki siyasal değişimler ve teknolojik gelişmeler, uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığını hızlandırmış ve sorunu küresel hale getirmiştir. Uyuşturucu probleminin çözümünün uluslararası işbirliğini gerektiren ortak bir sorumluluk olduğu, ilgili platformlarda kabul edilmiş bir gerçektir.
Transit ülke konumuyla dünyada uyuşturucuyla mücadele alanında önemli bir role sahip olan Türkiye, bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmektedir. Bu konuda ülkemizin son yıllarda elde ettiği başarılar uluslararası alanda takdirle karşılanmaktadır.
Bu çerçevede uluslararası alanda işbirliğinin önemine inanan Türkiye, başta 1961 Tek Sözleşmesi, 1971 Psikotrop Maddeler Sözleşmesi, 1988 BM Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadele Sözleşmesi ve 1961 Tek Sözleşmeyi tadil eden 1972 Protokolü olmak üzere ilgili bütün anlaşmalara taraftır. Avrupa Konseyi’nce hazırlanarak 31 Ocak 1995 tarihinde imzaya açılan ve 1 Mayıs 2000 tarihinde yürürlüğe giren “1988 Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı BM Sözleşmesi’nin 17. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Deniz Yoluyla Yapılan Kaçakçılıkla Mücadele Anlaşması” 6 Ekim 2004 tarihinde Türkiye tarafından imzalanmıştır. Bahsekonu Anlaşma, TBMM Genel Kurulu gündemine alınmıştır. Türkiye halen aralarında ABD, Almanya Federal Cumhuriyeti, Bulgaristan, Hollanda, Irak, İngiltere, İran, İtalya, Rusya Federasyonu, Yunanistan ve BDT üyeleri bulunan 70 ülke ile uyuşturucuyla mücadele alanında hükümler içeren ikili anlaşmalar yapmış bulunmakta, bu anlaşmalar gereği çeşitli Avrupa ülkelerinde Türk ve Türkiye’de çeşitli ülkelere mensup yabancı irtibat memuru görev yapmaktadır.
Türkiye ile Avrupa Birliği Komisyonu arasında, Uyuşturucu İmalinde Sıkça Kullanılan Ara Maddelerin Denetimi Anlaşması 28 Nisan 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ulusal ihtiyaçlarımız ve Avrupa Birliği’ne adaylık sürecindeki yükümlülüklerimiz çerçevesinde 2006-2012 yıllarını kapsayan “Bağımlılık Yapıcı Maddeler ve Bağımlılıkla Mücadele Ulusal Politika ve Strateji Belgesi” Başbakanlık oluruyla 20 Kasım 2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anılan Strateji Belgesinde her biri 3 yıllık olmak üzere, iki ayrı Eylem Planının oluşturulması öngörülmektedir. İlk üç yıl için hazırlanacak Eylem Planına ilişkin çalışmalar, ilgili makamlarımızca sürdürülmektedir.
Ülkemiz uyuşturucu alanında uluslararası işbirliğini sağlamakla yükümlü olan kuruluşların çalışmalarına da her aşamada önemli katkılarda bulunmaktadır.
- BM Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi (United Nations Office for Drugs and Crime-UNODC) ile yakın bir işbirliği yürütülmektedir. Türkiye, UNODC’ye yapmakta olduğu gönüllü katkıları yıllık 550.000 ABD Dolarına çıkartarak, Ofise en çok katkıyı sağlayan ülkelerin oluşturduğu gruba (ana donörler) dahil olmuştur.
- Büyükelçi Sumru Noyan, 1994 yılında Uyuşturucu Kontrol Programı (UNDCP) Operasyonlar Bölümü Başkanı olarak göreve başlamış; 1998 yılında Dış İlişkiler Bölümü Başkanlığına getirilmiş; gösterdiği üstün başarı nedeniyle 2001 yılında UNODC’de Operasyonlar Bölümü Direktörlüğü’nün yanısıra, UNODC’nin hiyerarşik yapılanmasında iki numaralı pozisyon olan İcra Direktör Yardımcılığına bu kez asaleten yükseltilmiştir. Büyükelçi Noyan’ın anılan görevleri 1 Kasım 2006 tarihinde sona ermiştir.
- Türkiye, BM Uyuşturucu Maddeler Komisyonu (Commission on Narcotic Drugs-CND) üyeliğine 2006–2009 dönemi için tekrar seçilmiştir.

- Prof. Dr. Sevil Atasoy, Uluslararası Uyuşturucu Denetim Kurulu’nda (International Narcotics Control Board-INCB) 2005–2010 döneminde görev yapmaktadır. Prof. Dr. Atasoy sözkonusu Kurul’da 2. Başkan Yardımcılığı ve Tahminler Komitesi Başkanlığı görevlerine de seçilmiştir.
- Türkiye ayrıca, Avrupa Konseyi çerçevesinde oluşturulan ve “Pompidou Grubu” olarak anılan, üye ülkelerin uyuşturucuyla mücadeleden sorumlu üst düzey görevlilerinin katıldığı istişare ve eşgüdüm mekanizmasına da dahil olup, çalışmalarına etkin biçimde katılmaktadır.
- Güneydoğu Avrupa İşbirliği Girişimi (SECI) Sınıraşan Suçlarla Mücadele Merkezi, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT), Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİ) gibi bölgesel kuruluşlar bünyesinde uyuşturucu ile mücadele amacı ile yapılan çalışmalarda da Türkiye’nin bilgi ve deneyimlerinden yararlanılmaktadır.
Ülkemizin UNODC ile işbirliği çerçevesinde Ankara’da uyuşturucu ve örgütlü suçlarla mücadele alanında eğitim vermek üzere “Türkiye Uluslararası Uyuşturucu ve Organize Suçlarla Mücadele Akademisi” kurulmuştur. Akademinin Eğitim Merkezi bölümü 26.06.2000 tarihinde hizmete açılmış olup, ülkemizdeki ilgili kurumların temsilcilerine ilaveten Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ve Balkan ülkeleri ile Türkiye’nin taraf olduğu ikili işbirliği anlaşması imzalanan diğer ülkelerin kanun uygulayıcı birimlerine; uyuşturucu maddelerin yasadışı üretimi, kullanımı, kaçakçılığı ve örgütlü suçlarla mücadele konularında eğitim verilmektedir. Anılan Akademi bünyesinde ahiren, Hollanda’nın da işbirliğiyle sentetik uyuşturucu laboratuar simülasyonu kurulmuştur. Anılan simülasyonun amacı, TADOC eğitim programlarına iştirak eden Türk ve yabancı kanun uygulama personelinin sentetik uyuşturucu ve ara maddelerle mücadelesini güçlendirmektir. TADOC projesinin ilk iki aşaması tamamlanmış olup, üçüncü aşama Mart 2005’te başlatılmıştır. Üçüncü aşamada, küresel uyuşturucu sorununun merkezinde yer alan Afganistan’a özel önem verilmektedir. Alınan bir kararla TADOC projesi, ulusal proje olmaktan çıkartılarak, bölgesel proje statüsü kazanmıştır.
TADOC bölge ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenen eğitim programları, uluslararası uzmanların da katılımıyla zenginleştirilen deneyimli kadrosu ve sahip olduğu modern tesisleri ile bölgenin anılan suçlara karşı akademik mücadele veren tek kurumudur.
Türkiye, merkezi Lizbon’da bulunan Avrupa Birliği Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi’ne (EMCDDA) katılma kararı almıştır. Katılım Anlaşması 26 Ağustos 2004 tarihinde Ankara’da parafe edilmiş olup, Katılım Anlaşması 30 Ekim 2007 tarihinde imzalanmıştır. Türkiye, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelenin dünya uyuşturucu sorununun sadece bir parçası olduğunun bilincindedir. Yasadışı uyuşturucu madde ekimi ve uyuşturuculara yönelik talep yüksek olduğu sürece, bu sorunla mücadelede başarı sağlamak güçtür. Bu çerçevede Türkiye, uyuşturucuların arz ve talebiyle mücadelede dengeli bir yaklaşım benimsenmesi görüşünü paylaşmaktadır.
Ülkemizde uyuşturucu madde kullanımı durumu değerlendirmesiyle ilgili olarak yürütülecek çalışma çerçevesinde, BM Uyuşturucu Denetim Programı (UNDCP) Sekretaryası tarafından hazırlanan “Türkiye’de Uyuşturucu Kullanımının Durumu ve Kapsamının Değerlendirilmesine İlişkin Ulusal Çalışma (National Study on Assessment of the Nature and Extent of Drug Abuse in Turkey)” başlıklı proje yürütülmüştür.
Terörizmin başta uyuşturucu kaçakçılığı olmak üzere, çeşitli örgütlü suçlar vasıtasıyla finanse edildiği tüm platformlarda kabul edilen bir olgudur. Bu çerçevede, PKK/KONGRA-GEL terör örgütü gelirinin büyük bölümünü, özellikle Avrupa ülkelerine yönelik gerçekleştirilen uyuşturucu madde kaçakçılığından elde etmektedir. Avrupa’da yaygın gizli bir suç ağı ve işbirlikçileri olan örgüt, bazı “siyasi mülteciler” ve yasadışı göçmen grupları aracılığıyla uyuşturucuların sokaktaki satışını da kontrol etmektedir. Bu nedenle, uluslararası alanda uyuşturucuyla mücadelede başarı sağlamak için terörizmle mücadeleyi de içeren çok yönlü bir işbirliği ve eşgüdüm gerekmektedir.
2. Afganistan kaynaklı uyuşturucuyla mücadele :

Uyuşturucu madde içeren bitkilerin yasadışı üretiminin en yaygın olduğu bölgelerden biri Orta Asya ve Afganistan’dır. Tüm uluslararası çabalara karşın Afganistan kaynaklı uyuşturucu madde kaçakçılığının azaltılmasında henüz somut bir başarı sağlanamamıştır. Afganistan halen dünyada yasadışı olarak üretilen afyonun %87'sinin üretildiği ülke konumundadır. Uyuşturucu madde kaçakçıları afyon ticaretinden eroin ticaretine yönelmişlerdir. UNODC tahminlerine göre Avrupa ülkelerine giren kaçak eroinin %90’ı Afganistan kaynaklı olup, bu ülke çıkışlı uyuşturucu madde ticaretinin yıllık toplam değeri 30 milyar Dolardır. Bu rakamın büyük bir bölümünün terörizmin finansmanı için kullanılmakta olduğu tahmin edilmektedir.

21–22 Mayıs 2003 tarihlerinde Fransa tarafından G-8 Dönem Başkanlığı faaliyetleri çerçevesinde Paris'te Dışişleri Bakanları seviyesinde düzenlenen "Orta Asya'dan Avrupa'ya Uyuşturucu Yolları" konulu konferansa 55 ülke ve ilgili 12 uluslararası örgütün temsilcileri katılmıştır. Konferans sırasında, UNODC Direktörü Antonio Mario Costa tarafından ulusal imkânların güçlendirilmesi, bölgesel ortaklıkların geliştirilmesi ve Avrasya’da eroin kaçakçılığını ortadan kaldırmaya yönelik çok taraflı operasyonel bir stratejinin geliştirilmesi amacıyla “Paris Paktı” oluşturulması önerisi kabul görmüş ve Konferans sonrasında Paris Paktı süreci başlatılmıştır.

12 Ekim 2004 tarihinde Viyana’da yapılan Paris Paktı 2. Siyasi İstişare Toplantısında ise, 2005 yılında Pakistan’la birlikte İran ve Türkiye’de de birer yuvarlak masa toplantısı düzenlenmesi konusu gündeme gelmiştir. Bu çerçevede “Güneydoğu Avrupa” konulu yuvarlak masa toplantısı 3–4 Ekim 2005 tarihlerinde, İçişleri Bakanlığımızın ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. Toplantıda, Afganistan kaynaklı uyuşturucuyla mücadele amacıyla bölgesel ve uluslararası düzeydeki işbirliği konuları ele alınmış; ülkemizin bu mücadeledeki çabaları ve özellikle TADOC’un faaliyetlerinin uluslararası düzeyde takdirle karşılandığı gözlemlenmiştir.

Paris Paktı İnisiyatifi çerçevesinde 2007 yılında üç adet Uzman Yuvarlak Masa Toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bunlardan ilki 29-30 Mayıs 2007 tarihlerinde Viyana’da gerçekleştirilen “Eroin Üretiminde Prekürsörler” konulu toplantıdır. 17-19 Eylül 2007 tarihlerinde Türkmenistan’ın Türkmenbaşı şehrinde “Hazar Denizi ve Kafkasya Bölgesi” konulu ikinci bir yuvarlak masa toplantısı düzenlenmiş ve son olarak da 31 Ekim-1 Kasım 2007 tarihlerinde Kabil’de “Afganistan ve Komşu Ülkeler” başlıklı bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirilmiş ve anılan toplantının stratejileri “Gökkuşağı Stratejisi” başlığı altında toplanmıştır.

Paris Paktı 5. Siyasi İstişare Toplantısı 3-4 Aralık 2007 tarihlerinde Viyana’da gerçekleştirilmiştir. Anılan toplantıda 2007 yılı içerisinde yapılan 3 Paris Paktı Yuvarlak Masa toplantısının tavsiyeleri ele alınmış ve kabul edilmiş ve Afganistan kaynaklı uyuşturucuyla başetmede prekürsörlerle mücadelenin önemi üzerinde durulmuştur.

Karadeniz havzasında uyuşturucuyla mücadelenin güçlendirilmesi Paris Paktı İnisiyatifinin 2008 yılındaki ilk önceliğidir.
26–28 Haziran 2006 tarihlerinde Moskova’da gerçekleştirilen ve 2003 yılında düzenlenen "Orta Asya'dan Avrupa'ya Uyuşturucu Yolları" konulu konferanstan bu yana kaydedilen gelişmeleri ve alınacak önlemleri değerlendirmeyi amaçlayan "Paris 2-Moskova 1: Afganistan'dan Uyuşturucu Kaçakçılığı Güzergâhları Bakanlar Konferansı"na Sayın Bakanımız iştirak etmiştir.

2003 yılında üç yıllık bir dönem için uygulamaya konulan Paris Paktı İnisiyatifi projesinin ilk aşaması Ekim 2006'da sona ermiştir. Kasım 2006-Ekim 2009 dönemini kapsayacak ikinci dönemde, projenin işlevselliğinin artırılması, bölgede etkin uluslararası örgütlerle işbirliğinin yoğunlaştırılması ve Paris Paktı bölgesindeki “talep azaltımı” konusunun da ele alınması öngörülmektedir.

Afganistan, uyuşturucu sorununun çözümü için, uluslararası toplumun tam destek ve işbirliğine ihtiyaç duymaktadır. Bu işbirliği ve desteğin, alternatif yaşam ve geçim kaynakları sağlamayı, uyuşturucu ve ara maddelerin yasadışı ticaretiyle mücadeleyi amaçlayan kapsamlı bir uluslararası strateji çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Türkiye, Afganistan tarafından 2005 yılında açıklanan uyuşturucuyla mücadele eylem planını memnuniyetle karşılamıştır. Ülkemiz, sözkonusu eylem planı çerçevesinde, kanun uygulayıcıların eğitiminin yanısıra, diğer kalkınma projelerine de katkı sağlamaya devam etmektedir.

Bu çerçevede, TADOC’ta görevli uzmanlarca 18-20 Kasım 2002 tarihlerinde Afganistan’da bir eğitim ihtiyaç analizi çalışması yapılmış; 22-26 Eylül 2003 tarihlerinde düzenlenen “Örgütlü Suçlarla Mücadele Uzmanlık Eğitim Programı”na 14, 27 Ekim-7 Kasım 2003 tarihlerinde düzenlenen “Yöneticiler için Uyuşturucuyla Mücadele Eğitimi”ne 13 olmak üzere, toplam 27 Afgan kanun uygulayıcı yetkili katılmıştır. Sözkonusu eğitim programlarına ek olarak, 26 Mart-5 Nisan 2003 tarihlerinde çeşitli konularda eğiticilik görevi yapmak üzere bir Emniyet Genel Müdürlüğü personeli Afganistan’da görevlendirilmiştir.
12-16 Temmuz 2004 tarihlerinde, Türkiye-ABD işbirliğiyle TADOC’ta düzenlenen “Yöneticiler İçin Uyuşturucuyla Mücadele Eğitimi”nden 6 Afgan kanun uygulayıcı yararlanmış; 7-8 Temmuz 2004 tarihlerinde TADOC’ta düzenlenen Bölgesel Danışma Kurulu Toplantısına da bir üst düzey Afgan yetkili katılmıştır.
Temmuz 2004 tarihi itibariyle TADOC eğitim programlarına katılan Afgan Kanun Uygulayıcı sayısı 34’e ulaşmıştır.
Afgan Hükümeti'nin uyuşturucuyla mücadele alanında sürdürdüğü çalışmaların desteklenmesi amacıyla, Afganistan'da oluşturulan Uyuşturucuyla Mücadele Fonu'na tahsis ettiğimiz kaynağın bir bölümüyle, 2005 ve 2006 yıllarında anılan ülkeye yönelik olarak TADOC’ta toplam altı eğitim programının düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede “Uyuşturucuyla Mücadelede Kanun Uygulama” konusunda iki, “Eğiticilerin Eğitimi” ve “Polis Taktik Operasyonları” konulu birer program gerçekleştirilmiştir. Bahsekonu eğitim programlarına toplam 66 Afgan Kanun Uygulayıcı katılmıştır.
İkili işbirliği çerçevesinde gerçekleştirilen eğitim programlarına ek olarak 22 Eylül – 13 Ekim 2006 tarihlerinde uyuşturucuyla mücadele konulu bir eğitim programı düzenlenmiş, programa Afgan Kanun Uygulayıcı Birimleri’nden toplam 19 personel katılmıştır. Düzenlenen kurs, NATO-Rusya Ortaklık Konseyi çerçevesinde ülkemizin yapmış olduğu bir katkıdır.
Ayrıca 2-13 Temmuz 2007 tarihlerinde 20 Afgan yetkili için “Uyuşturucuyla Mücadelede Kanun Uygulama” konulu bir eğitim programı daha düzenlenmiştir.
Öte yandan, Amerikan Uyuşturucuyla Mücadele Birimi’nin (DEA) işbirliğiyle TADOC’ta 29 Ocak-2 Şubat 2007 tarihlerinde “Yöneticiler için Uyuşturucuyla Mücadele Eğitim Programı” düzenlenmiştir.

Uyuşturucu ve ara maddelerin kaçakçılığıyla mücadelede Afganistan'a, komşularına ve kaçakçılık güzergâhı üzerinde yer alan diğer ülkelere teknik ve mali yardım sağlanması ve Afganistan'ın çevresinde bir anti-narkotik güvenlik kuşağı oluşturulması da ayrıca önem taşımaktadır.

Eroin üretiminde en önemli ara madde olan ve Afganistan’da hiçbir şekilde yasal kullanımı bulunmayan asetik anhidrit maddesinin girişinin engellenmesi, maddenin yasadışı trafiğinde kullanılan yöntem ve güzergâhlar ile suç örgütlerinin saptanarak ortaya konması amacıyla, UNODC’nin eşgüdümüyle Afganistan'a komşu dört Orta Asya ülkesinde (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan) eş zamanlı olarak “Operation Transshipment” başlıklı bir operasyon uygulanmıştır. Operasyona, ülkemizce eğitim desteği ve danışmanlık sağlanmıştır.
Öte yandan, Afganistan Uyuşturucuyla Mücadele Bakanı Habibullah Kadiri, dönemin İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu’nun davetine icabetle ve uyuşturucuyla mücadele alanında ülkemizle gerçekleştirilebilecek işbirliğini görüşmek üzere 23–25 Kasım 2006 tarihlerinde ülkemizi ziyaret etmiştir.

Alıntı Adresi: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder