30 Ekim 2010 Cumartesi

İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD)

İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD)

Kuruluş ve Amaçları:
İktisadi  İşbirliği  ve  Gelişme Teşkilatı, OECD, 1947- 1960  yılları  arasında  faaliyette bulunan Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilatı'nın (OEEC) yerine oluşturulmuş uluslararası  bir kuruluştur.  İkinci  Dünya  Savaşı sonrasında yıkıma  uğrayan  Batı  Avrupa  ekonomilerinin onarımı  amacıyla  Marshall  Planı  çerçevesinde  ABD'nin  yaptığı  yardımların   dağıtımına yardımcı olmak ve Avrupa ülkeleri arasındaki ticari ödemeleri serbestleştirerek geliştirmek için  kurulan  OEEC, zamanla fonksiyonlarını kaybetmiştir. Nitekim, 1960'lara  doğru  Batı Avrupa'nın  yeniden imarı ve ekonomik yönden güçlenmesi büyük ölçüde  tamamlanmıştır. Yeni   gelişmeler  çerçevesinde,  14  Aralık  1960'da  imzalanan  Paris  Sözleşmesi   ile   yeni işbirliği   alanlarına   yönelmesi  amaçlanan  OECD  kurularak,  30  Eylül   1961'de   resmen faaliyete  başlamıştır.  OECD'nin 20 kurucu üyesi bulunmaktadır (Türkiye,  ABD,  Kanada, Fransa, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Federal Almanya, İtalya, Portekiz,  İngiltere, Danimarka,  İrlanda,  Yunanistan,  İsviçre,  Avusturya,  İsveç, İzlanda,  Norveç  ve  Avrupa Topluluğu).    Bilahare   Japonya,   Finlandiya,   Avustralya   ve   Yeni   Zelanda,    kuruluşa katılmışlardır.  1994  yılından itibaren Teşkilata yeni üyeler iştirak etmişlerdir.  1994  yılında Meksika,  1995 yılında Çek Cumhuriyeti, 1996 yılında Macaristan, Polonya bilahare  Güney Kore  ve  son  olarak  2000 yılı içerisinde Slovakya'nın örgüte üyeliği  ile  teşkilata  üye  ülke sayısı 30'a yükselmiştir.
15 Aralık 2009 tarihinde Şili 31. üye olarak Örgüt’e davet edilmiş, üyelik anlaşması 11 Ocak 2010’da Santiyago'da imzalanmıştır. Sözkonusu anlaşmanın Şili Kongresince de onaylanması sonrasında, Şili OECD’nin 31. ve Güney Amerika bölgesinin ilk üyesi olacaktır.
Üyelik ve Organları:
OECD,   Avrupa,   Kuzey  Amerika  ve  Pasifik  bölgelerinin  insan   haklarına   dayalı çoğulcu demokrasi ve serbest piyasa ekonomisi değer ve ilkelerini paylaşan en gelişmiş otuz ülkesine, ekonomik ve sosyal politikalarını mukayese etmek ve ahenkleştirerek  geliştirmek imkanını  sağlamaktadır.  Dünya  ekonomisinin yaklaşık dörtte  üçüne  hakim  olan  ülkeler arasında sürekli  bir  diyalogun yürütüldüğü yegane  forum  olan  bu  Teşkilatın  faaliyetleri, dünya   ekonomisine dolaylı olarak  yön  veren  bir  güce   sahiptir.   Deneyimli   ve   etkin Sekretaryası'nın  analitik   ve istatistik çalışmalarıyla desteklenen bu  faaliyet  zaman  içinde hem  değişen şartlara uymasını hem de şartların değişmesini etkilemeyi  bilmiştir.  Örneğin, günümüz  dünyasındaki globalleşme eğilimine paralel olarak, ekonomik ve  sosyal  konuları kendi  aralarındaki  etkileşimi  göz önünde  tutacak şekilde ele  alan  hemen  hemen  yegane teşkilat OECD'dir.
OECD'nin  günümüzde  çalışma  yaptığı  önemli  alanları  aşağıdaki  başlıklar   altında sıralamak mümkündür:
  • OECD üyesi ülkelerin ekonomik durumlarını inceleme
  • Çevre
  • Yaşlanan nüfusun ülke ekonomilerine ve toplumsal yapıya etkisi
  • Rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele
  • İyi yönetim
  • Elektronik ticaret
  • Yeni iş imkanları yaratılması
  • Düzenleyici reformlar
  • Sürdürülebilir kalkınma
  • Vergiler ile ilgili düzenlemeler
  • Ticaretin liberalleşmesi
OECD'nin    en    yüksek    karar   organı    Konseydir.    Başkanlığı    Örgütün    Genel Sekreterince   yürütülmektedir.  Konsey  toplantılarına  üye  ülkelerin  Teşkilat   nezdindeki Daimi Temsilcilerinin yanı sıra Avrupa Birliği Komisyonu Temsilcisi de katılmaktadır.
Yılda  bir  kez,  G-8  zirvesi öncesine denk  düşecek  bir  tarihte,  Bakanlar  düzeyinde toplanan Konsey, üye ülkelerin Dışişleri, Ekonomi, Maliye ve Ticaret Bakanlarını ve diğer ilgili  Bakan  ve üst düzey bürokratlarını biraraya getirmektedir. Bu toplantılar üye  ülkeleri ilgilendiren   güncel  konularda  görüş alışverişinde bulunulmasına ve gerekli  kararların  alınmasına  imkan sağlamaktadır.  Konsey, hem Teşkilatın genel, hem de OECD bünyesinde faaliyet  gösteren komitelerin bireysel yıllık çalışma programlarını onaylamaktadır.
Çeşitli    komiteler   ilgili   Bakanlar    düzeyinde    zaman    zaman    toplantılar düzenlemektedir.  Çevre,  Enerji,  Maliye,  Ticaret, Sosyal  Güvenlik,  Ulaştırma,  Tarım  ile ilgili Bakanlar OECD Forumlarında biraraya gelmektedir.
OECD  bünyesinde  iki  önemli  kuruluş  bulunmaktadır.  Uluslararası  Enerji   Ajansı (UEA) ve Nükleer Enerji Ajansı (NEA).
UEA 1974 yılında kurulmuştur. Ülkemiz kurucu üyesidir. Örgütün temel amacı  petrol piyasasında   yer   alabilecek   krizlere  karşı  hazırlıklı  olmak   ve   üye   ülkeler   arasındaki dayanışmayı    artırarak    enerji   güvenliliğini   sağlamaktır. UEA, üye   ülkelere    petrol  stoğu bulundurma zorunluluğu getiren bir kuruluştur.
NEA ise üye ülkelerin nükleer enerji üretimlerinin barışçı amaçlarla geliştirilmesi için faaliyet  göstermekte,  nükleer  alanda üye ülkelerce  verilen  kararların  uyumlaştırılmasına çalışmaktadır.
Teşkilatın  200'ü  aşkın  komite  ve  çalışma grubu  bünyesinde  düzenlenen ve yılda  yaklaşık  40.000 civarında   hükümet   temsilcisinin   katıldığı  toplantılar,   politikaların   araştırılmasının   da ötesinde  bunların uygulanması için gerekli ortamın yaratılmasına yöneliktir. Bu  çerçevede, üye  ülkelerin  gerek  genel,  gerek  belirli  ekonomik  alanlardaki  politikalarının   ortaklaşa incelenmesinin  yanı sıra,  hukuki bağlayıcılığı olan anlaşmalar giderek  OECD  kapsamında önem kazanmaktadır.
OECD ve Türkiye:
OECD'nin  yirmi kurucu üyesi arasında yer alan ülkemiz dünya  ve özellikle Batı ekonomileriyle bütünleşme  yolunda  önemli mesafe kat etmiş durumdadır.  Ülkemizin  ana  hedeflerinden  biri,  serbest   piyasa   ve rekabet     ilkeleri     doğrultusunda    sözkonusu   dışa    açılım    ve     bütünleşme     sürecini hızlandırmaktır.   Bu  yaklaşımın  ışığında,  OECD  üyeliğimizin  değeri  daha  da   artmıştır. Üyeliğimiz,  her şeyden önce, uluslararası ekonomik alanda giderek  süratlenen  gelişmeleri yakından  izleme ve Batılı ülkelerle birlikte ortak politika tespitlerinin  yapılmasına katkıda  bulunma  olanağı sağlamaktadır.
Nitekim, Türkiye    diğer    üyeler    gibi    OECD'nin    program,    politika    ve     önceliklerinin oluşturulmasına  katkıda  bulunmaktadır.  Teşkilatın "consensus" sistemiyle çalışması, her üyenin ortak çıkarların arayışında kendi çıkarlarının da  göz önünde tutulmasını sağlamasına imkan vermektedir. Bu çerçevede, ülkemiz dünyaya açıldığı ölçüde OECD'nin  çalışmalarında  ve  yönlendirilmesinde  giderek  daha  fazla  söz  sahibi   olmaya başlamış,  bu  arada,  ülkemizin  yakın  ilgi  ve  çıkarlarına  ilişkin  konularda  ön  planda  rol oynayabilmiştir.
1993 yılında kurulan OECD Ankara Çok Taraflı Vergi Merkezi, piyasa ekonomisine geçiş sürecinde teknik bilgi yardımı sağlamak amacıyla üst düzey vergi memurlarına vergi eğitimi vermektedir. OECD Ankara Çok Taraflı Vergi Merkezinde bugüne kadar yaklaşık 30 değişik ülkeden 2.500 civarında üst düzey vergi memuru eğitim görmüştür.
OECD ile ilişkilerimiz çerçevesinde önemli yer tutan “Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet Verilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi” tarafımızdan 17.12.1997’de imzalanarak, 24.09.2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir. OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’nin amacı, Sözleşmeye taraf ülkelerin tabiiyetini taşıyan gerçek veya tüzel kişilerin, yabancı kamu görevlilerine rüşvet vermelerinin engellenmesidir. Böylece, Sözleşmeye taraf ülkelerin uluslararası ticaret yaparken, yolsuzluk ve rüşvetten kaçınmaları amaçlanmaktadır. OECD Konseyi tarafından kabul edilen bağlayıcı bir belge olan  Sözleşme doğrultusunda, OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu tarafından yürütülen ülke incelemeleri kapsamında OECD Rüşvetle Mücadele Türkiye I. Aşama İncelemesi 2004 yılında, II. Aşama İncelemesi ise Mart 2010’da tamamlanmıştır.
"OECD Yolsuzlukla Mücadele Sayfası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder