30 Ekim 2010 Cumartesi

Türk Boğazları

Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı
Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü
I. TÜRK BOĞAZLARININ KONUMU VE ÖZELLİKLERİ
İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizinden oluşan Türk Boğazlar sisteminin, Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan tek su yolu olarak sahip olduğu stratejik önem tartışılmazdır. Türk Boğazları, ülkemizin olduğu kadar, Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin de gerek ekonomisi, gerek askeri güvenliği açısından hayati önem taşımaktadır. Boğazlar, Karadeniz ülkelerini dünya piyasalarına bağlayan ana ticaret güzergahıdır.
Türk Boğazları taşıdığı stratejik önemin yanısıra, dünyada başka örneği olmayan birçok özelliklere sahiptir.
İlk olarak, İstanbul Boğazı, 3000 yıllık tarihe ve 12 milyonu aşkın nüfusa sahip bir metropol olan, UNESCO tarafından "dünyanın kültür mirası" olarak ilan edilen İstanbul'un ortasından, şehrin en tarihi mekanlarının arasından kıvrılarak geçmektedir.
İkinci olarak, Türk Boğazları fiziki özellikleriyle seyir bakımından dünyadaki en zor suyollarından biridir. Boğazlardaki güçlü akıntılar, keskin dönüşler ve değişken hava koşulları seyrüseferi son derece zorlaştırmaktadır.
Kısacası, Türk Boğazlarının seyir açısından dünyanın en zor ve tehlikeli su yollarından biri olduğunu söylemek mümkündür.
II. MONTRÖ SÖZLEŞMESİ
20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanan Montreux Sözleşmesi ile, ticaret gemilerinin Boğazlardan geçiş serbestisi ilkesi korunmakla birlikte, Boğaz geçiş rejimi Türkiye'nin güvenliği dikkate alınarak yeniden düzenlenmiştir.
Türkiye açısından büyük stratejik, siyasi ve ekonomik önemi haiz bir bölgeyi yakından ilgilendiren Montreux Sözleşmesi, imzalandığı tarihten bu yana ayakta kalabilen nadir çok taraflı anlaşmalardan biridir. Türkiye'nin 70 yılı aşkın bir süredir tam bir tarafsızlık içerisinde ve titizlikle uyguladığı Montreux Sözleşmesi, ülkemizin yanısıra, Karadeniz'e kıyıdaş devletlerin ve üçüncü ülkelerin tümü için makul ve uygulanabilir bir çıkar dengesi oluşturmaktadır.
Montreux Sözleşmesi, Türk Boğazlarından geçişlerde can, mal, çevre ve seyir güvenliğinin sağlanması konusunda bir düzenleme getirmemiştir. Ancak seyir güvenliği, Montreux Sözleşmesi'nde öngörülen geçiş serbestisinin ayrılmaz bir unsurunu teşkil etmektedir. Bu nedenle, Türkiye uluslararası hukukun hükümleri veya genel kabul görmüş anlaşma ve sözleşmeler çerçevesinde geçiş güvenliğini düzenleme yetkisine sahiptir. Diğer bir ifadeyle, Türkiye, egemenliği altında olan Türk Boğazlarındaki “geçiş serbestisi” ilkesinin “serbest ve kuralsız” bir geçiş olarak yorumlanmasının mümkün olmadığını düşünmektedir.
II. TÜRK BOĞAZLARINDA TRAFİK YOĞUNLUĞU
Türk Boğazlarında trafik hacmi çok kritik ve tehlikeli boyutlara ulaşmıştır.
1936 yılında İstanbul Boğazından günde yalnız 17 gemi geçmekte iken, 2007 yılına İstanbul Boğazından geçen gemi sayısı 56.606'dir. Bu rakam günde ortalama 155 gemiye tekabül etmektedir. Diğer bir ifadeyle, Montrö Sözleşmesinin imzalandığı 1936 yılından bu yana Türk Boğazlarından geçen gemi sayısı on kat artmıştır.
Buna ilaveten, İstanbul Boğazında ayrıca yoğun bir mahalli deniz trafiği bulunmaktadır. Bir günde İstanbul şehrinin iki yakası arasında karşılıklı sefer yapan şehir hatları gemileri, deniz otobüsleri ve botlarının sayısı 2500’ü aşmaktadır. Ayrıca çok sayıda balıkçı teknesi ile özel deniz vasıtaları da bu su yolunu sürekli kullanmaktadırlar. Türk Boğazlarındaki deniz trafiği, Süveyş Kanalı'ndaki deniz trafiğinden üç kat daha fazladır.
Geçtiğimiz yıllar içerisinde sadece gemi trafiği artış kaydetmemiş, ayrıca teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutları büyümüş, taşıdıkları kargonun niteliği değişmiştir. Türk Boğazlarından geçen gemilerin önemli bir kısmı zehirli, tehlikeli ve patlayıcı madde (ham petrol, amonyak, sıvılaştırılmış gaz, radyoaktif maddeler, tehlikeli atıklar gibi) taşımaktadır. Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren, Karadeniz’deki limanlara akan petrolün artışına paralel olarak, Türk Boğazlarından tehlikeli madde ve petrol taşıyan gemilerin sayısındaki artış katlanmıştır. Bu bağlamda, Boğazlarda tanker trafiği 1997-2007 döneminde %90 artışla, 2007 yılında 10.054 tankere, geçen petrol miktarı ise yaklaşık %130 oranında artarak, 2007 yılında tehlikeli madde miktarı 143.9 milyon tona, petrol ise 96 milyon tona ulaşmıştır.
Kısacası, bugün Türk Boğazları yoluyla, en çok petrolün taşındığı boru hattından daha fazla tehlikeli madde taşınmaktadır. Taşınan tehlikeli madde miktarı her yıl artmaya devam etmektedir.
TANKER TRAFİĞİNE
İLİŞKİN İSTATİSTİKİ BİLGİLER
İSTANBUL BOĞAZI
 

TANKER TRAFİĞİNE İLİŞKİN İSTATİSTİKİ BİLGİLER
İSTANBUL BOĞAZI


Yıl


Tehlikeli Madde Taşıyan
Tanker  Sayısı

Tehlikeli Madde Miktarı
(Milyon Ton)

1996
4248
60.118.953
1997
4303
63.017.194
1998
5142
68.573.523
1999
5504
81.505.453
2000
6093
91.045.040
2001
6516
101.000.000
2002
7427
122.953.338
2003
8097
134.603.741
2004
9399
143.448.164
2005
10.027
143.565.196
2006
10.153
143.452.401
2007
10.054
143.939.432

TANKER TRAFİĞİNE İLİŞKİN
İSTATİSTİKİ BİLGİLER
ÇANAKKALE BOĞAZI

TANKER TRAFİĞİNE İLİŞKİN İSTATİSTİKİ BİLGİLER
ÇANAKKALE  BOĞAZI


Yıl


Tehlikeli Madde Taşıyan
Tanker  Sayısı

Tehlikeli Madde Miktarı
(Milyon Ton)

1996
5657
79.810.052
1997
6043
80.458.711
1998
6546
81.974.831
1999
7266
95.932.049
2000
7529
102.570.322
2001
7064
109.000.000
2002
7627
130.866.598
2003
8114
145.154.920
2004
9016
155.561..833
2005
8813
148.951.326
2006
9567
152.725.702
2007
9271
149.320.062
İstanbul Boğazında tehlikeli yük taşıyan bir tankerin sebep olacağı bir kaza, Boğazın iki kıyısında yaşayan binlerce insanın hayatını tehlikeye atacağı gibi, şehrin tarihi dokusuna, çevredeki yaşam alanlarına ve çevreye telafisi çok zor zararlar verecektir.
Türk Boğazlarında seyir, can, mal ve çevre güvenliği Türkiye için olduğu kadar Türk Boğazlarını kullanan tüm ülkeler için de önem taşımaktadır. Tehlikeli yük taşıyan gemilerin yol açabileceği kazaların Boğaz trafiğini belirsiz süreler için durdurması, ticaretlerini Boğazlar yoluyla yapan bölge ülkelerinin ekonomik çıkarlarına da zarar verecektir.
III. BOĞAZLAR TÜZÜĞÜ VE DİĞER TEDBİRLER
Türk Boğazlarında seyir, can, mal ve çevre güvenliğinin artırılması amacıyla, Türkiye birbiriyle bağlantılı bir dizi önlemi uygulamaya koymuştur. Bu önlemler başlıklar halinde aşağıda sunulmuştur:
A. Türk Boğazları Tüzüğü
Bu önlemlerden birincisi Türk Boğazları Tüzüğü’dür. Boğazlar Tüzüğü Temmuz 1994’te yürürlüğe konulmuş, bilahare edinilen tecrübeler ışığında gözden geçirilerek, 6 Kasım 1998 tarihinde yeni bir tüzük yürürlüğe girmiştir. Öte yandan, 1998 Tüzüğü’nün daha dikkatli uygulanması için ilgili birimlere yönelik olarak 2002 Ekim ayında bir iç uygulama talimatı çıkarılmış, sözkonusu talimat edinilen tecrübeler ışığında gözden geçirilerek 2006 yılında tekrar yayınlanmıştır.
B. Trafik Ayırım Şemaları Türkiye’nin Boğazlarda can, mal, seyir ve çevre güvenliğini sağlamak amacıyla yürürlüğe koyduğu bir diğer önlem, Denizde Çatışmayı Önleme Uluslararası Sözleşmesi (COLREG) uyarınca, gemilerin geçişlerinde uymakla yükümlü olacakları trafik ayırım şemaları dır (traffic separation schemes-TSS). Ülkemiz 1994 yılında ihdas edilen Trafik Ayrım Düzeni ve Rapor Sistemi, 1995 yılında Uluslararası Denizcilik Teşkilatı (IMO) tarafından bazı kurallarla birlikte onaylanmıştır.
Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün (IMO) Mayıs 1999'da yapılan Deniz Güvenliği Komitesi 71. Dönem Toplantısında, Türk Boğazlarında uygulanan trafik düzeninin etkin ve başarılı olduğu, seyir güvenliğinin artmasına ve kazaların azalmasına katkıda bulunduğu teyid edilmiştir.
C. Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi (TBGTHS-VTS)
Diğer yandan, Türk Hükümeti'nin Boğazlarda seyir, can, mal ve çevre güvenliğini azami düzeye yükseltmek amacıyla bazı fiziki tedbirler almaya yönelik çalışmaları kapsamında, Boğazlarda radar destekli Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi (TBGTHS-VTS), 30 Aralık 2003 tarihinde operasyonel olarak devreye girmiştir. Sözkonusu sistemin devreye girmesiyle birlikte Boğazlarda can, mal, çevre ve seyir güvenliği daha da artmış ve deniz trafiği daha etkin bir biçimde kontrol altına alınmıştır.
V. SONUÇ
Artan tanker trafiği, sadece çevre güvenliğini değil, Boğazlar ve çevresinde yaşayan milyonlarca vatandaşımızın can güvenliğini de tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. İstanbul’da meydana gelecek bir tanker kazası, tahayyül etmek bile istemeyeceğimiz felaketlere yol açacaktır.
Bu kapsamda, Boğazlar’da can, mal, seyir ve çevre güvenliğinin sağlanması ülkemizin birincil derecede öncelik verdiği konuların arasında yer almaktadır.

Alıntı Adresi: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder