30 Ekim 2010 Cumartesi

Türkiye’nin terörizmle mücadele alanındaki uluslararası çalışmalara katkısı

Türkiye, terörle mücadele kapsamında akdedilmiş bulunan 12 uluslararası Sözleşmenin tamamına taraftır. Ülkemiz ayrıca Nükleer Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesini 14 Eylül 2005 tarihinde imzalamış olup Sözleşmenin onay süreci devam etmektedir. BM Genel Kurulu altıncı Komitesi dahilinde “Kapsamlı Terörizm Sözleşme Taslağı”na ilişkin çalışmalara da etkin biçimde katılmaktadır. Ülkemiz ayrıca Avrupa Terörizmle Mücadele Sözleşmesi ve BM Sınıraşan Örgütlü Suçla Mücadele Sözleşmesine de taraftır. Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, El Konulması, Ele Geçirilmesi ve Terörizmin Finansmanı Avrupa Konseyi Sözleşmesi de Türkiye tarafından 28 Mart 2007 tarihinde imzalanmıştır.
Türkiye terörizme karşı uluslararası mücadele faaliyetlerinin odağında BM’nin yer alması gerektiği, diğer örgütlerin sağlayabileceği desteğin BM’deki çalışmaları tamamlayıcı ve destekleyeceği nitelikte olabileceği inancındadır.
Yıkıcı ve bölücü terör örgütlerine karşı uzun yıllardır verdiği mücadelenin kazandırdığı deneyim ışığında, terör ve örgütlü suçlar (uyuşturucu kaçakçılığı, yasadışı göç, insan ticareti vb.) arasındaki ilişkiyi yakından bilen ve bu ilişkinin özellikle demokratik Batı ülkelerindeki düşünce, örgütlenme ve ekonomik faaliyet özgürlüklerinin istismarı suretiyle nasıl bir tehdide dönüştüğünü muhataplarına ısrarla anlatmaya çalışan Türkiye, uzun uğraşılardan sonra, terörizmle örgütlü suçlar arasındaki bağın genel kabul görmesini sağlamıştır.
Ülkemiz, BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi(UNODC) bünyesinde yürütülen faaliyetlere de hep etkin olarak katılmakta ve mali yardımda bulunmaktadır.
BM'de ve diğer ilgili forumlarda, uygun her fırsat ve zeminde terörizmle mücadele için en kararlı ve etkili önlemlerin alınmasını savunan Türkiye, terörizmin evrensel bir sorun olduğu gerçeğinden hareketle, 11 Eylül saldırılarından sonra terörizmle mücadele konusunda gerek NATO, Avrupa Konseyi, AGİT, KEİ ve SECI gibi uluslararası ve bölgesel kuruluşlar nezdinde, gerek ikili plandaki faaliyetlerini yoğunlaştırarak sürdürmektedir. Bu konuda kabul edilmiş çok sayıda belge ve deklarasyonda Türkiye'nin aktif çaba ve katkısı vardır.
Türkiye, ikili planda 70 ülkeyle terörizme karşı işbirliğini de içeren güvenlik işbirliği anlaşmaları imzalamıştır. Ayrıca, iki adet de üçlü anlaşmaya (Türkiye-Bulgaristan-Romanya ve Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan) taraftır. Bu anlaşmalar, İçişleri Bakanlıkları görev alanları içerisinde terörizm, örgütlü suçlar, uyuşturucu ve psikotrop madde kaçakçılığıyla mücadelede ikili ve uluslararası işbirliğini ve bu çerçevede bilgi ve deneyim değişimini öngörmektedir. Bu anlaşmalarla, polis eğitimi konusunda işbirliği de mümkün olmaktadır. Genel olarak “güvenlik işbirliği anlaşmaları” olarak adlandırılan bu anlaşmalar çerçevesinde, ikili planda Ortak Komisyon olarak adlandırılan ve İçişleri Bakanlıkları temsilcilerinden oluşan yapılar hayata geçirilmekte ve Komisyonların düzenli toplantıları aracılığıyla, bahsekonu anlaşmanın uygulanma durumunun ve güvenlik işbirliği ilişkilerinin genel seyrinin değerlendirilmesi öngörülmektedir.
Türkiye’nin, terörizm konusunda ikili planda yaşadığı en önemli sıkıntı, terör suçlusu T.C. vatandaşlarının kimlikleri ve durumları hakkında bilgi edinme konusunda yaşanmaktadır. Türkiye, BM sözleşmeleri çerçevesinde adi suçtan bağımsız olarak değerlendirilmesi gereken terör suçlarında kişisel bilgilerin korunmasının geçersiz bir ilke olması gerektiğini savunmaktadır.
11 Eylül olaylarını takiben ABD’nin ve AB’nin kabul ettiği ve belirli aralıklarla güncelleştirdikleri Terörist Kişi ve Örgütler Listeleri, bu tür faaliyetlerin engellenmesi amacıyla atılmış somut bir adımdır.
Halihazırda PKK/KADEK/KONGRA-GEL, DHKP/C ve İBDA-C, AB listesinde yer alan Türkiye kaynaklı terör örgütleridir.

Alıntı Adresi: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder